Muhtemelen en acı biziz ve biz kimiz?
Biz, doğa ve çevreyle uyum içinde yaşayan, acı ve lezzet tutkunu girişimci bir ekibiz.
Eşsiz tatları olan acı biberleri insanlarla buluşturma amacıyla yola çıktık. Nadir çeşitlere odaklanarak geleneksel pazarlarda pek rastlanmayan ve olağanüstü tatlar sunan acı biberler üretiyoruz.
Amacımız, acı sevenleri daha önce tatmadıkları biberlerle tanıştırmak ve bu lezzetleri işin sonunda soslara, yağlara ve hatta turşulara çevirmek.
Tüketicilere muhteşem bir biber deneyimi sunmak için çok heyecanlıyız!
Kendime “girişimci” demektense, “çiftçi” demeyi tercih ediyorum. Ancak bu kelimenin hakkını verebilmek için, toprağın kokusunu en iyi bilen, bilgisiyle ilham veren deneyimli çiftçilerden öğrenecek çok şeyim olduğunun da farkındayım.
Bu yolculuğa yeni adım atan biri olarak, doğayla iç içe yaşamak; Türkiye’ye özgün biber çeşitleri, farklı aromalar ve bugüne dek sunulmamış lezzetler kazandırmak en büyük hedefim. Şu anda odağım acı biberler — ama bu, yolculuğun sadece başlangıcı. Zamanla öğrendikçe, büyüdükçe ve toprağın bana anlattıklarını daha iyi duydukça; üretim sürecim farklı tatlara, ürünlere ve yeni hikâyelere evrilecek.
Bu benim için sadece bir üretim değil, aynı zamanda bir emek, öğrenme ve paylaşım hikâyesi.
Tarımı, bireysel bir ilgi alanı değil; gezegenin geleceği için stratejik bir zorunluluk olarak görüyorum. Bu alana duyduğum ilgi, sadece üretimle değil, sürdürülebilirlik, biyolojik çeşitlilik ve gıda güvenliğiyle de ilgili.
Geleneksel yöntemleri anlayarak, veri ve teknolojiyle desteklenen yeni nesil üretim modelleri üzerinde çalışıyorum. Amacım, yerel tohumları ve tatları korurken, global ölçekte erişilebilir ve etkili çözümler üretmek.
Tarımı sadece bugünün değil, yarının dünyası için en kritik alanlardan biri olarak görüyorum ve bu vizyonla ilerliyorum.
Kendime “girişimci” demektense, “çiftçi” demeyi tercih ediyorum. Ancak bu kelimenin hakkını verebilmek için, toprağın kokusunu en iyi bilen, bilgisiyle ilham veren deneyimli çiftçilerden öğrenecek çok şeyim olduğunun da farkındayım.
Bu yolculuğa yeni adım atan biri olarak, doğayla iç içe yaşamak; Türkiye’ye özgün biber çeşitleri, farklı aromalar ve bugüne dek sunulmamış lezzetler kazandırmak en büyük hedefim. Şu anda odağım acı biberler — ama bu, yolculuğun sadece başlangıcı. Zamanla öğrendikçe, büyüdükçe ve toprağın bana anlattıklarını daha iyi duydukça; üretim sürecim farklı tatlara, ürünlere ve yeni hikâyelere evrilecek.
Bu benim için sadece bir üretim değil, aynı zamanda bir emek, öğrenme ve paylaşım hikâyesi.
Tarımı, bireysel bir ilgi alanı değil; gezegenin geleceği için stratejik bir zorunluluk olarak görüyorum. Bu alana duyduğum ilgi, sadece üretimle değil, sürdürülebilirlik, biyolojik çeşitlilik ve gıda güvenliğiyle de ilgili.
Geleneksel yöntemleri anlayarak, veri ve teknolojiyle desteklenen yeni nesil üretim modelleri üzerinde çalışıyorum. Amacım, yerel tohumları ve tatları korurken, global ölçekte erişilebilir ve etkili çözümler üretmek.
Tarımı sadece bugünün değil, yarının dünyası için en kritik alanlardan biri olarak görüyorum ve bu vizyonla ilerliyorum.